Hücum Girişimlerinde 'Kenar Ortası' ve Beşiktaş!


Beşiktaş geçtiğimiz sezon dördüncü olurken en fazla eleştiri aldığı konu gereğinden fazla kenar ortaları ile oynaması, bu bağlamda Quresma’ya ve Caner Erkin’e bağımlığın artmasıydı. Yani derinde kalabalık ve yerleşik savunmalara karşı yaşanan en büyük problem, tek bir varyasyon üzerinden hareket ederek hücum çeşitliliğinin sağlanamaması olmuştu. Ligde geride kalan üç haftada kayda değer bir değişikliğin olmadığını görmekteyiz. Bilakis son Antalya maçındaki 59 ortanın da etkisiyle maç başına orta sayısının (42) arttığı gerçeği mevcut. Buradan hareketle “kanat ortasının hücum başarısına etkisi nedir?”, “kendi liglerinde başarılı olan takımların hücum prensiplerinde ‘orta’ nasıl bir yer teşkil ediyor?” gibi soruları yanıtlamaya çalışacağım. 

Beşiktaş’ın son 3 sezondaki gol dağılımları:

2015-2016: 75
2016-2017: 73
2017-2018: 69

Akan Oyunda Gol (Duran Toplar Harici)

2015-2016: 48
2016-2017: 47
2017-2018: 43

Bu istatistiklerden de anlaşılacağı üzere Beşiktaş’ın geçen sezon yaşadığı en büyük problem topu çerçeveden içeri atma konusunda zayıf kalmasıydı. Akan oyunda atılan gollerde ise Galatasaray, Fenerbahçe’nin yanı sıra Trabzonspor ve Alanyaspor’un da gerisinde kalınmış. Gol sayısının azlığını daha da eleştirel hale getiren ise şu: son 16 yılın en gollü sezonu oynandı.

Peki Beşiktaş’ı gol konusunda eksik bırakan hususlar nelerdi?

Aslında Beşiktaş topla oynama, şut, isabetli şut, ceza sahası içerisine top gönderme, ceza sahası içerisinde topla buluşma gibi istatistiklerde zirvede. Yani hücum açısından pozisyon bulma noktasında sorun yok gibi duruyor. Burada kritik olan ise bu pozisyonların şekli, oluşumu, rakibi zorlayıcılığı, hangi durumlarda gerçekleştiği ve rakibin tercihinin bu istatistiklerin oluşumunda ne kadar etkili olduğu.

Kenar ortası ‘tamam’ ama ne kadar ve nasıl?

Geçen sezon puan kaybedilen maçlara baktığımızda Beşiktaş’ın çok üstün oynadığı, rakibin ağırlıklı olarak savunma yaparak sonuç aldığı maçlarda ya gol atılamamış ya da 1 golde kalınmış. Özellikle 0-0 biten Akhisar ve Yeni Malatya, 2-1 kaybedilen Sivasspor ve 45 dakikası bir kişi fazla oynanmasına rağmen 1-1 biten Kayserispor maçları çok benzer maçlar oldu. Beşiktaş sürekli denemesine rağmen istediği gol veya golleri bulamadığı için ligin ilk yarısında toplamda 9 puan kaybetti. Diğer puan kaybedilen maçları (Başakşehir, Fenerbahçe, Trabzonspor, Kasımpaşa vb.) bir kenara bırakacak olursak sadece bu dört maç kazanılmış olsa +9 puanla devreye lider girilecekti. Bu maçlarda rakipler özellikle maçın ikinci yarısında kalabalık bir şekilde derinde yerleşerek Beşiktaş ataklarını bertaraf etmeyi ve kalelerini gole kapamayı başardılar. Bunun baş sebebi Beşiktaş’ın hücum çeşitliliğini sağlayamaması oldu. Yalnızca kenara inip, kenardan ceza sahası içerisine hedef gözetmeksizin alana atılan yüksek ortalarla gol bulmaya çalışıldı. (Yukarıda bahsettiğim Akhisar, Yeni Malatya, Kayserispor ve Sivasspor maçlarında tam 155 orta açıldı). Rakipler bu hücum opsiyonunu savunmakta zorlanmadı ve istediklerini elde ettiler.

Kalabalık ve yerleşik savunmaların belki de en kolay savunacağı hücum aksiyonu kenardan hedefsiz yüksek ortalardır. Çünkü atılan top ‘ortak’ top oluyor. Rakip için beklenmedik, sürpriz bir aksiyon gerçekleşmediği için herhangi bir şaşırtıcılığı, denge bozuculuğu olmuyor. Rakip derinde kalabalık yerleştiği için en az 2 katı fazla adamla topun atıldığı yerde bulunuyor. Dolayısıyla bu yöntem ile kilidi açmak pek mümkün değil. Beşiktaş uzunca süredir daha önceden fazlasıyla yaptığı bazı hücum varyasyonlarını -merkezden pasla zorlamak- denemek yerine ısrarla kenar ortalarını tercih ediyor. Burada Quaresma faktörünü de es geçmemek gerek. Bireysel özellikleri itibariyle en fazla sevdiği şey çizgi üzerinde topla buluşup orta açmak olduğu için bu oyun tercihi onun da fazlasıyla işine geldi. Buna benzer bir oyun şeklini seven Caner Erkin’in eklenmesi orta rakamlarını bir hayli yukarı çekti. Esasen bunun sadece Beşiktaş’ın tercihi olduğunu da düşünmüyorum. Rakipler de artık bir şeylerin farkına varmaya başladılar. Ağırlıklı olarak merkezde kalabalık kalıp orayı savunarak oyunun kenara yönlenmesine bilerek müsaade ediyorlar. Son oynanan Antalya maçından sonra Bülent Korkmaz aynen şunları söylemişti: “Beşiktaş’ın Avrupa’nın en fazla orta açan takımlardan biri olduğunu biliyorduk ve buna göre hazırlanmıştık.”

Elbette kenardan da hücum edilebilir. Ancak artık ‘hedefsiz orta’ diye bir şey kalmadı. Aslında direkt ‘orta’ diye bir şey kalmadı desek yeridir. Kenara inildiğinde pas veya görerek hedefe ‘orta pası’ atılıyor. Hatta takımlar kenara indiğinde içeride pas atabileceği hedef bulamadıklarında geri dönüp atağı tekrar şekillendirmeye çalışıyorlar. Kalenin sahanın merkezinde bulunması dolayısıyla takımlar merkez savunmaya çok daha fazla ağırlık veriyorlar. Hatta birçok takım kendi stratejisi gereği merkezi kapatıp kanatlarda boşluk bırakarak rakibi bilerek kenarlara yönlendiriyor. Dolayısıyla kenardan hücum girişimlerinin fazla olmasında çok büyük bir beis yok. Çünkü en müsait yer orası. İşte burada kenardan hücumu hangi durumda (rakip oyuncuların ve kendi oyuncularının durumu) ve nasıl yaptığın önemli hale geliyor. Kenardan hücum varyasyonları akıcı olduğu zaman yani rakibin kalabalık ve doğru yerleşmesine vakit tanımayacak hızda olduğu takdirde, kendi oyuncularını ceza sahası içi ve çevresine kalabalık bir şekilde soktuğun zaman sonuç alınabilir.  Tabii ki en mühimi bu hücum varyasyonu tek ve baskın plan olmamak koşuluyla…

Şampiyonlar Ligi’nde Kenar Ortası İle Oluşan 69 Golün Detayları

2016-2017 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde atılan 291 golün 69’unun (en yüksek oran) kenar ortalarıyla gerçekleştiğini görünce ilk etapta çok şaşırmıştım. Ancak biraz düşündüğümde gollerin oluşum şekillerinin akılda ilk canlandığı gibi olmadığını, özellikle de Beşiktaş’ta izlediğimiz tarzda olmadığını tahmin ettim. Sonucunun ne çıkacağını bilerek bir işe giriştim ve bu 291 golün tamamını tek tek izledim.

Gollerin oluşumlarını *Kalabalık ve Yerleşik Savunmaya Karşı - Kalabalık ve Yerleşik Olmayan Savunmaya Karşı olarak iki ana başlıkta ele aldım. Bu iki başlığı da yine kendi içerisinde Hedefsiz ve Alana OrtaHedefe Orta Pası olarak detaylandırdım

*Ceza sahası içerisinde savunan takımın oyuncu sayısı hücum eden takımın oyuncu sayısından en az 2 kat fazla ise savunmayı kalabalık olarak nitelendirdim.

Sonuç:
-69 golün 47’si yani %68’i Kalabalık ve Yerleşik Olmayan Savunmaya Karşı atılmış.

-22’si yani %32’si Kalabalık ve Yerleşik Savunmaya Karşı atılmış.

-Kalabalık ve Yerleşik Savunmaya Karşı Atılan 22 golün 11’i yani %50’si görerek ve bilerek hedefe orta pası atılarak gerçekleşmiş.

-Kalabalık ve Yerleşik Olmayan Savunmaya Karşı atılan 47 golün ise 25’i yani %54 hedef gözetmeksizin alana atılan orta ile gerçekleşmiş.

Özetlemek gerekirse kenar ortasının gole dönüşme oranını artıran şey rakip savunmanın kalabalık bir şekilde yerleşmemiş olması. Eğer hücum eden takım yeterli kalabalıklığı ve doğru alan paylaşımını sağlamışsa hedefsiz orta bile iş görebiliyor. Diğer kritik husus ise bilhassa rakip savuma kalabalıksa hedef gözetmeksizin alana gelişigüzel top atmaktansa görerek bilerek 'pas ortası' atmak.

Farklı Futbol İklimlerinde Durum Ne?

Dünyadaki majör liglerde kendi liginin en fazla orta yapan takımı olup şampiyon olan tek takım Bayern Münih (mb 28 orta). Onların ceza sahası içerisine soktuğu adam sayısı çok fazla ve en önemlisi istatistiğe ‘orta’ olarak yansıyan topların birçoğu görerek hedefe atılan toplar. En kritiği ise ortayı yapan isimler ön kenar oyuncuları değil, bek oyuncuları Kimmich ve Alaba oluyor. Dolayısıyla ön kenar oyuncuları merkeze giderek kalabalıklaşmayı sağlıyorlar. Bununla beraber merkez orta saha oyuncuları da ceza sahası içi ve yay üstüne kadar geldikleri için karşılanan topu tekrar alıp atak devamlılığı sağlayabiliyorlar. Hepsinden öte ise bu maç başına yapılan 28 ortanın Bayern’in hücum girişimleri içinde nicelik olarak yeri. Bayern hücum çeşitliliği ve hücum girişimi çok fazla olan bir takım. Dolayısıyla bu orta girişimlerinin Bayern’in genel hücum girişimleri arasındaki değer görüldüğü kadar yüksek değil. Yani Bayern, istisna ve bu tarz oyunun en doğru ve en kusursuz örneği belki de. O yüzden onu bir kenara koyalım…

Lig ve turnuvalara göre maç başına en fazla orta yapan takımlara ve o takımların yarıştıkları kulvarlardaki başarı durumlarına bir bakalım:

Dünya Kupası 2018

Maç başına en fazla orta yapan takım: Almanya (32) – Gruptan çıkamadı

Şampiyon Fransa orta istatistiğinde 9’uncu, diğer finalist Hırvatistan ise 20’nciydi.

Şampiyonlar Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Bayern (30), Benfica (23)

Bayern gibi takımların bu hususta istisna olduklarını ve onlar için sadece klasik orta oyununu baz almanın doğru olmadığını yukarıda ifade etmiştim.

Benfica tarihinin en kötü Şampiyonlar Ligi serüvenini yaşadı. Sıfır çektikleri grupta 6 maçta sadece 1 gol bulabildiler.

Şampiyon Real Madrid orta istatistiğinde 3’üncü, diğer finalist Liverpool 10’uncu sıradaydı.

Avrupa Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Real Sociedad (29) – Son 32’de elendi.

Şampiyon Atletico Madrid orta istatistiğinde 55’inci, diğer finalist Marsilya 24’üncü sıradaydı.

İngiltere Premier Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Tottenham (22), WBA, Southampton (21)

Tottenham ligde 3’üncü oldu, WBA küme düşerken, Southampton küme düşmekten son anda kurtularak 17’inci oldu.

Şampiyon Manchester City orta istatistiğinde 16’ncı sıradaydı.

İspanya La Liga

Maç başına en fazla orta yapan takım: Eibar (28) – ligde 9’uncu oldu.

Şampiyon Barcelona orta istatistiğinde 20’inci, ikinci Atletico Madrid ise 17’inci sıradaydı.

İtalya Serie A

Maç başına en fazla orta yapan takım: İnter (28) – ligde 4’üncü oldu.

Şampiyon Juventus orta istatistiğinde 14’üncü, ikinci Napoli ise 15’inci sıradaydı.

Almanya Bundesliga

Maç başına en fazla orta yapan takım: Bayern (26) – ligde Şampiyon oldu.

Bayern ile ilgili istisna olduklarına dair açıklamayı yapmıştım.

Ligi ikinci sırada bitiren Schalke orta istatistiğinde 14’üncü sıradaydı.

Fransa Ligue 1

Maç başına en fazla orta yapan takım: Caen (26) – ligde 16’ncı oldu.

Şampiyon PSG orta istatistiğinde 11’inci, ikinci Monaco ise 7’nci sıradaydı.

Portekiz Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Sporting (24) – ligde 3’üncü oldu.

Şampiyon Porto orta istatistiğinde 4’üncü sıradaydı.

Hollanda Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Vitesse (28) – ligde 6’ncı oldu.

Şampiyon PSV orta istatistiğinde 5’inci sıradaydı.

Rusya Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Zenit (25) – ligde 5’inci oldu.

Şampiyon Lokomotif Moskova orta istatistiğinde 12’inci sıradaydı.

Brezilya Serie A

Maç başına en fazla orta yapan takım: Sport Recife (26) – ligde 15’inci oldu.

Şampiyon Corinthians orta istatistiğinde 18’inci sıradaydı.

Arjantin Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Estudiantes (24) – ligde 16’ıncı oldu.

Şampiyon Boca Juniors orta istatistiğinde 27’inci sıradaydı.

Çin Süper Ligi

Maç başına en fazla orta yapan takım: Shandong Luneng (24) – ligde 6’ıncı oldu.

Şampiyon Guangzhou Evergrande orta istatistiğinde 2’nci sıradaydı.

ABD MLS

Maç başına en fazla orta yapan takım: Real Salt Lake (24) – Batı Konferansı’nda 8’inci oldu.

Şampiyon Toronto orta istatistiğinde 21’inci sıradaydı.

İngiltere Championship

Maç başına en fazla orta yapan takım: Aston Villa (24) – ligde 4’üncü oldu.


Şampiyon Wolves orta istatistiğinde 21’inci sıradaydı.

Yorumlar